
Açıkta Satılan Çiğ Süt ve Süt Ürünlerinde Toplam Fungus ve Mezofilik Aerobik Bakteri Varlığının Araştırılması
Şu kitabın bölümü:
Güneş Bayır,
A.
(ed.)
2025.
Sağlık Bilimleri Alanında Akademik Araştırmalar.
Özet
Beslenmemizde büyük bir yer kaplayan süt ve süt ürünlerinin, hammaddeden üretim aşamalarına, üretim esnasında ve sonrasında taşıma-depolama şartları dahil hem personel hem de alet-ekipman hijyenine yönelik kurallara dikkat edilmesi ile ‘çiftlikten-çatala gıda güvenliği’ sağlanabilir. Ancak, süt ve süt ürünlerinin mikrobiyolojik kalitelerinin araştırıldığı çalışmalarda ülkemizde hijyenik kalitelerinin genel olarak düşük olduğu saptanmıştır. Süt ve süt ürünleri üretimi yapan yerlerde hijyen ve sanitasyon kurallarına uyulmaması durumunda süt ve süt ürünleri çok miktarda mikroorganizma ile kontamine olabilmektedir. Bu kontamine gıdaların tüketilmesi halk sağlığı için tehlike oluşturabilmektedir. Mevcut araştırmanın amacı, İstanbul’da açıkta satılan çiğ süt ve süt ürünlerinin araştırarak halk sağlığı açısından değerlendirmektir. Açıkta satılan çiğ süt ve süt ürünlerinden 12’şer adet, toplamda 60 adet numune aseptik şekilde toplanıp toplam fungus ve mezofilik aerobik bakteri varlığı araştırıldı. Elde edilen sonuçlar Çiğ Sütün Arzına Dair Tebliğ (2017) ve Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği (2025)’ne göre değerlendirilmesi yapılıp tartışıldı. Çalışmada incelenen numunelerin %58’inde küf, %92’sinde maya bulundu. En yüksek küf koloni sayısı tereyağı numunesinde (6,00 × 105 kob/g) bulundu. Çiğ sütlerin %58 Tebliğe uygun değildi. Mezofilik aerobik bakteri sayısı sırasıyla en yüksek tel peyniri, çiğ süt, tereyağı, dondurma ve beyaz peynirde bulundu. Sonuç olarak, mikrobiyal kontaminasyon düzeylerinin özellikle üretim, muhafaza ve satış koşulları, hijyen standartları ve coğrafi faktörlerden büyük ölçüde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Yüksek mikrobiyal yükler, gıda güvenliği ve kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve halk sağlığı açısından risk oluşturabilir. Halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ve bilinçli tüketici davranışlarının teşvik edilmesi, uzun vadede gıda güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.