
Acil Servislerde İlk Temas: Anksiyete Krizlerinin Tanı ve Yönetim Stratejileri
Şu kitabın bölümü:
Gölcük,
Y.
(ed.)
2025.
Sağlık Bilimlerinde Bütüncül Perspektifler ve Klinik Süreçler.
Özet
Anksiyete krizleri, acil servis başvurularında sık karşılaşılan ancak çoğu zaman fiziksel semptomlarla maskelendiği için tanısal güçlük yaratan psikiyatrik durumlardır. Kriz anında gelişen yoğun tehdit algısı; göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı gibi belirtilerle kendini göstererek organik hastalıkları taklit edebilir. Bu durum hem yanlış tanıya hem de gereksiz tetkik ve müdahalelere yol açabilir. Kadınlar, çocuklar, ergenler ve geriatrik bireyler gibi hassas gruplarda semptomlar daha belirgin veya atipik biçimde ortaya çıkabilir. Bu nedenle klinik değerlendirme yalnızca biyomedikal değil, biyopsikososyal bir yaklaşımla yapılmalıdır.
Acil servislerde öncelikli adım, yaşamı tehdit eden organik nedenlerin dışlanmasıdır. Takiben, yapılandırılmış psikiyatrik değerlendirme ile anksiyete bozukluklarının ayırıcı tanısı yapılmalı; uygun müdahale yöntemleri belirlenmelidir. Müdahale stratejileri farmakolojik olmayan yaklaşımlar (iletişim, çevresel düzenleme, solunum egzersizleri) ve gerekirse farmakolojik tedavileri (benzodiazepinler, antipsikotikler) kapsar. Hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklarına ve klinik durumuna göre tedavi bireyselleştirilmelidir.
Acil servis hekimlerinin bu kriz tablolarını tanıma ve yönetme konusundaki farkındalıkları, tanı doğruluğunu artırmakta, hasta memnuniyetini ve klinik sonuçları iyileştirmektedir. Bu nedenle anksiyete krizlerinin ilk temas noktasında bütüncül bir yaklaşımla ele alınması kritik önemdedir.