Sürekli sosyal veya örgütsel ortamlarda bir arada bulunan bireylerin, karşılıklı ilişkilerinden ortaya çıkan ve bir bireyin diğer birey veya bireylere olan bağımlılık durumu, güç olgusunun temelini oluşturmaktadır. Örgütlerde bulunan güç ilişkileri ve bunlara bağlı olarak eyleme dönüştürülen davranışlardan bazıları, alınan kararları etkileyebilmektedir. Örgütlere ait kaynakların bölüşümü veya paylaşımı, iletişim kanalları arasındaki etkileşimler, liderlik rolleri ve karar alma süreçleri gibi durumlar, örgütte güç mücadelelerinin ve bunlara bağlı olacak şekilde bazı psikolojik etkilerin ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Çok hızlı değişimlerin yaşandığı günümüz iş dünyasında, örgütler gibi örgüt içerisinde kalıcı olmaya çalışan işgörenlerin de farklılık gösterebilmek için bazı güç kaynaklarına sahip olma istekleri, örgüt yapısını daha karmaşık hale getirebilmektedir. Bundan ötürü gerekse örgütün bütünü açısından gerekse de bireysel anlamda olumlu süreçlerin oluşabilmesi için gücün optimal bir düzeyde kullanılması önem arz etmektedir. Ayrıca örgütlerde farklı güç kaynaklarının olduğu ve çalışanların davranışları üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri olabilen gücün, olumlu ya da olumsuz durumlar ortaya koymasının örgütün kullandığı gücün kaynağıyla doğru orantılı olabileceği varsayılmaktadır. Bu durum da kullanılan güç kaynağının, örgütsel çıktıların niteliğini etkileyebileceği ön görülmektedir. Yapılan çalışmada örgütlerde gücün bireyler üzerindeki dönüştürücü etkileri, güçle birlikte değişen davranışlar, yapılar ve etkileme süreçleri, gücün kötüye kullanımı üzerine odaklanılarak örgütlerde güç psikolojisi konusunun irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda konuyla ilgili yerli ve yabancı literatürde yer alan çalışmalar incelenerek önemli bilgilerin derlenmesi sağlanmıştır.