Sağlıklı yaşam biçimi, bireylerin fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlıklarını doğrudan etkileyen çok boyutlu bir olgudur. Literatürde beslenme, fiziksel aktivite, uyku, stres yönetimi, kişilerarası ilişkiler, manevi gelişim ve sağlık sorumluluğu temel boyutlar olarak ele alınmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaşam biçimi, bireysel sağlığın ve yaşam kalitesinin yaklaşık %60’ını belirlemektedir. Erkekler, kadınlara kıyasla sağlıklı yaşam davranışlarını benimsemede çeşitli zorluklarla karşılaşmakta, stres, uyku sorunları, fiziksel aktivite eksikliği, yetersiz beslenme ve sağlık hizmetlerine düşük katılım gibi faktörlerden olumsuz etkilenmektedir. Toplumsal cinsiyet normları ve geleneksel erkeklik algıları, erkeklerin yardım arama, duygularını ifade etme ve sağlıklarını koruma davranışlarını sınırlamakta; bunun sonucunda morbidite ve mortalite riskini artırmaktadır. Beslenme ve fiziksel aktivite seçimleri, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve bazı kanser türleri ile ilişkili riskleri etkilerken, uyku kalitesi ve stres yönetimi erkeklerin ruhsal ve üreme sağlığı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Kişilerarası ilişkiler ve sosyal destek, erkeklerin psikolojik iyiliğini güçlendirirken, maneviyat sağlıklı yaşam davranışlarının benimsenmesini kolaylaştırmakta, riskli alışkanlıklardan uzak durmayı ve yaşam kalitesini artırmayı desteklemektedir. Erkek sağlığını korumak ve geliştirmek için müdahale ve eğitim programlarının cinsiyet temelli farklılıkları dikkate alarak bireysel, toplumsal ve kültürel bağlamları kapsayan bütüncül bir yaklaşımla tasarlanması gerekmektedir. Böylece erkeklerin yaşam tarzı farkındalığının artırılması hem bireysel sağlık sonuçlarını iyileştirecek hem de toplum sağlığının korunmasına ve sağlık eşitsizliklerinin azaltılmasına katkı sağlayacaktır.