Direkt Oftalmoskopi: Kapsamlı Cihaz Analiz
Şu kitabın bölümü:
Günaydın,
A.
&
Yeşilyurt,
M.
&
Yıldırım,
O.
(eds.)
2025.
Veteriner Hekimlikte Temel ve Klinik Çalışmalar-I.
Özet
Direkt oftalmoskop, retina ve gözün arka segmentini doğrudan görüntülemeyi sağlayan taşınabilir, optik bir tanı cihazıdır. İlk kez 1850’de Hermann von Helmholtz tarafından geliştirilmiş, 20. yüzyıl boyunca ışık kaynakları, filtreler ve diyoptri ayar mekanizmaları eklenerek modern halini almıştır. İnsan ve veteriner hekimlikte, glokom, diyabetik retinopati, hipertansif retinopati, optik nörit ve retina dekolmanı gibi birçok hastalığın tanısında kritik öneme sahiptir. Cihaz temel olarak sap ve başlıktan oluşur. Sap kısmı enerji kaynağı ve reostatı içerirken; başlık kısmında optik sistem, ışık kaynağı, diyoptri diski, açıklıklar (apertürler) ve filtreler bulunur. Işık kaynağı günümüzde çoğunlukla LED olup, reflektör veya prizma ile göz bebeğine yönlendirilir. Görüntü düz, yaklaşık 15 kat büyütülmüş ve yüksek kontrastlıdır; ancak dar görüş alanı (5–10°) cihazın sınırlayıcı yönüdür. Filtre sistemleri klinik değerlendirmeyi destekler: kırmızı serbest (red-free) filtre damar yapılarının kontrastını artırır; polarize filtre parlamayı azaltır; kobalt mavisi filtre ise fluorescein ile kombine kullanıldığında kornea defektlerini belirginleştirir. Diyoptri diski sayesinde kırma kusurları kompanse edilebilir ve farklı düzlemlerdeki lezyonların derinliği ayırt edilebilir. Kullanım sırasında yanlış diyoptri veya apertür seçimi, yetersiz yakınlık ya da ışık şiddeti hatalı görüntüye yol açabilir. Bu nedenle kullanıcıların cihaz ayarlarını doğru uygulaması ve düzenli teknik bakım yapması gerekir. Sonuç olarak, direkt oftalmoskop hem düşük maliyeti hem de taşınabilirliği ile günümüzde hala “ilk başvuru aracı”dır. Eğitim ve klinik uygulamalarda yaygın kullanılmakta, sistemik hastalıkların da oftalmoskopik bulgularla erken teşhis edilmesine olanak sağlamaktadır.
