Sığırlarda Abomasum Deplasmanlarının Klinik Özellikleri ve Tedavi Yaklaşımları
Şu kitabın bölümü:
Gülaydın,
Ö.
&
Yeşilyurt,
M.
&
Yıldırım,
O.
(eds.)
2025.
Veteriner Hekimlikte Temel ve Klinik Çalışmalar-II.
Özet
Abomasum deplasmanı, yüksek süt verimli ineklerde doğum sonrası erken laktasyon döneminde görülen ve süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıplara yol açan başlıca gastrointestinal bozukluklardan biridir. Bu hastalık, abomasumun sol karın duvarı ile rumen arasına (LDA) veya sağ karın duvarı ile karaciğer–bağırsaklar arasına (RDA) yer değiştirmesiyle tanımlanır. Patogenezde temel değişiklik; abomasum içinde aşırı gaz birikimi ve buna bağlı dilatasyondur. Gaz birikimi, artmış gaz üretimi veya abomasum hipomotilitesi sonucu gelişebilir. Kuru dönemde yüksek konsantre yemle besleme, postpartal negatif enerji dengesi, hipokalsemi, yangısal mediatörlerin vagus siniri üzerindeki etkisi ve ani yem değişiklikleri hipomotiliteye zemin hazırlar. Ayrıca doğumla birlikte karın boşluğunda oluşan ani genişleme ve abomasumun asıcı bağlarının gevşekliği anatomik risk faktörleridir. Klinik olarak anoreksi, kilo kaybı, süt veriminde düşüş, ruminal hipofonksiyon, dışkılama azalması ve açlık çukurunda asimetri tipiktir. Oskültasyon ve osküloperküsyonda metalik çınlama veya “ping” sesi alınır; sağa deplasmanda karaciğere ait mat ses yerine timpanik ses duyulabilir. Tanıda klinik muayene, laboratuvar testleri ve ultrasonografi önemlidir. Sağaltımda sol paralumbar abomasopeksi, sağ paralumbar omentopeksi, sağ/sol paramedian abomasopeksi, kapalı dikiş (toggle pin) ve laparoskopik abomasopeksi gibi cerrahi teknikler ile konservatif yöntemler uygulanır. Yöntem seçiminde operasyon maliyeti, komplikasyon riski, hayvanın genel durumu ve laktasyona dönüş süresi belirleyicidir. Cerrahi sonrası nüksler, verim kaybı ve sürüden çıkarma riskleri, güvenilir ve invaziv olmayan alternatif tedavi arayışını da gündemde tutmaktadır.
