Günümüzde estetik cerrahi uygulamaları, yalnızca tıbbi ya da kozmetik bir müdahale alanı olmaktan çıkarak, modern toplumun kültürel ve sembolik anlam dünyasının merkezine yerleşmiştir. Popüler kültürün yönlendirdiği görsellik idealleri, medyanın dayattığı güzellik standartları ve tüketim kültürünün şekillendirdiği arzular, bireylerin bedenlerine bakışını köklü biçimde dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, geçmişte ağırlıklı olarak kadınlara atfedilen “bedensel kusursuzluk” arayışını aşarak erkekleri de kapsayan yeni bir estetik yönelim alanı yaratmıştır. Erkeklerin estetik cerrahiye artan ilgisi, toplumsal cinsiyet rollerinin değişimi, kimlik inşası süreçleri ve modernliğin bedene yüklediği anlamlar üzerinden okunabilecek sosyolojik bir olguya dönüşmektedir. Medya, reklamcılık ve dijital platformlar aracılığıyla dolaşıma giren erkeklik imajları, bedensel yeterlilik, çekicilik ve gençlik kavramlarını yeniden tanımlamaktadır. Hollywood filmleri, sosyal medya fenomenleri, moda endüstrisi ve fitness kültürü gibi alanlarda sürekli yinelenen “ideal erkek bedeni” temsilleri, kaslı vücut, belirgin yüz hatları, sıkı cilt ve enerjik görünüm gibi unsurları erkekliğin güncel sembolleri hâline getirmiştir. Bu bağlamda, estetik cerrahi artık yalnızca bir “düzeltme” ya da “yenileme” aracı değil, aynı zamanda bireyin toplumsal kabul görme, kendini ifade etme ve modernlik göstergesi olarak bedeni yeniden biçimlendirme stratejisidir. Erkek bedeninin estetikle yeniden inşası, popüler kültürün sunduğu görsel normlarla doğrudan ilişkilidir. Günümüz toplumlarında beden, yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda bir kimlik göstergesi ve sosyal sermaye biçimi olarak değerlendirilmektedir. Bu çerçevede erkekler, bedensel görünüm üzerinden hem kişisel hem de toplumsal düzeyde anlam üretmektedir. Kaslı bir bedenin disiplinli yaşam tarzını, genç bir görünümün dinamizmi ve başarıyı, düzgün yüz hatlarının ise çekicilik ve özgüveni temsil ettiği düşünülmektedir. Böylelikle estetik cerrahi, erkekler açısından yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil, aynı zamanda toplumsal onay, statü ve aidiyet arayışının bir aracı hâline gelmektedir. Tüketim kültürü, bu dönüşümü destekleyen en güçlü yapısal unsur olarak öne çıkar. Beden, tıpkı bir ürün gibi pazarlanan, üzerinde yatırım yapılan ve sürekli “iyileştirilmesi” gereken bir proje hâline gelmiştir. Erkekler için tasarlanan kozmetik ürünlerden fitness programlarına, moda akımlarından estetik operasyonlara kadar uzanan geniş bir endüstri, erkekliği yeniden tanımlamakta ve bireyi “kendi bedenine yatırım yapmaya” yönlendirmektedir. Bu süreçte estetik cerrahi, tüketim kültürünün “ideal benlik” inşasına hizmet eden bir araç olarak işlev görürken, beden hem kişisel bir proje hem de kültürel bir tüketim nesnesi olarak konumlanmaktadır. Bu çalışma, erkeklerin estetik cerrahiye katılımını popüler kültür bağlamında ele almakta ve bu eğilimin toplumsal-kültürel yansımalarını incelemektedir. Çalışmanın temel varsayımı, erkek bedenine yönelik estetik müdahalelerin yalnızca bireysel tercih ya da medikal gerekliliklerle açıklanamayacağı, aksine modern toplumun görsellik merkezli değerler sistemiyle yakından ilişkili olduğudur. Popüler kültür, medyanın gücüyle erkekliğe dair yeni idealleri üretmekte; bu idealler, bireylerin kendilik algılarını ve toplumsal konumlanış biçimlerini yeniden şekillendirmektedir. Dolayısıyla erkek bedeninin estetikle yeniden inşası, modern yaşamın görsellik odaklı dinamiklerini, toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümünü ve tüketim kültürünün bedensel alan üzerindeki etkisini anlamada önemli bir örnek teşkil etmektedir. Estetik cerrahi, çağdaş erkekliğin yeniden tanımlandığı, bireysel arzuların toplumsal normlarla kesiştiği bir alan hâline gelmiş; böylelikle beden, kimlik, estetik ve kültür arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği postmodern bir sahneye dönüşmüştür. Bu yönüyle çalışma, erkek bedeninin estetik müdahaleler aracılığıyla yeniden inşa edilmesinin, yalnızca fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda kültürel bir söylem ve modernliğin sembolik bir göstergesi olduğunu açığa çıkarmaktadır.