Beslenme bilimi, günümüzde popülasyon tabanlı genel diyet önerilerinden uzaklaşarak, bireylerin genetik yapısı, metabolik özellikleri ve yaşam tarzı verilerini temel alan "kişiselleştirilmiş beslenme" paradigmasına doğru evrilmektedir. Bu kitap bölümü, fonksiyonel gıdaların akıllı teknolojilerle entegrasyonunu ele alarak, bu yeni yaklaşımın halk sağlığı ve bireysel sağlık yönetimindeki dönüştürücü etkisini incelemektedir. Çalışmada, üretimden tüketime kadar olan süreçte Nesnelerin İnterneti (IoT), yapay zekâ (AI) ve büyük veri analitiği gibi ileri teknolojilerin gıda sistemlerine nasıl entegre edildiği detaylandırılmaktadır. Fonksiyonel bileşenlerin biyoyararlanımını ve stabilitesini artıran nanoemülsiyonlar ve lipozomlar gibi nanoteknolojik taşıyıcı sistemlerin, hedefe yönelik besin salımındaki kritik rolüne odaklanmaktadır. Buna paralel olarak, biyosensörler ve giyilebilir teknolojiler aracılığıyla elde edilen gerçek zamanlı fizyolojik verilerin, yapay zekâ algoritmalarıyla işlenerek kişiye özgü dinamik beslenme planlarına dönüştürülmesi süreci analiz edilmektedir. Ayrıca akıllı ambalaj sistemleri, 3D gıda baskısı ve mobil sağlık uygulamalarının tüketici deneyimini nasıl iyileştirdiği tartışılmaktadır. Son olarak çalışma, kişisel verilerin gizliliği, etik kaygılar ve yasal düzenlemelerdeki eksiklikler gibi zorluklara dikkat çekerken; fonksiyonel gıdalar ve akıllı sistemlerin sinerjisinin, kronik hastalıkların önlenmesinde ve sürdürülebilir toplum sağlığının inşasında proaktif bir çözüm sunduğu sonucuna varmaktadır.