Küresel sıcaklık artışları, uzun süreli kuraklık döngüleri ve yerleşim alanlarının orman ekosistemleriyle giderek daha yoğun biçimde kesişmesi, orman yangınlarını klasik sınırlarının ötesine taşımakta ve bu olguyu giderek daha karmaşık bir afet türüne dönüştürmektedir. Yangın mevsimlerinin belirgin biçimde uzaması ve yangın davranışında gözlenen ani, öngörülmesi güç değişimler, salt söndürme faaliyetlerine dayalı geleneksel yaklaşımın günümüz koşullarında yetersiz kaldığını açık şekilde ortaya koymaktadır. Bu çalışma, orman yangını yönetimini çağdaş bütünleşik afet yönetimi çerçevesinde ele alarak, risk belirlemeden zarar azaltmaya, hazırlık ve müdahaleden iyileştirme aşamalarına kadar uzanan süreçlerin, gelişen dijital kapasite sayesinde nasıl yeniden biçimlendiğini analiz etmektedir. Çalışma, dijitalleşme ile yönetim dinamikleri arasındaki etkileşimi açıklayan kavramsal bir çerçeve sunmakta; tehlike, maruziyet ve kırılganlık bileşenlerine dayalı risk değerlendirmelerinin gelişmiş dijital veri altyapıları aracılığıyla nasıl güçlendirildiğini karşılaştırmalı örneklerle tartışmaktadır. Coğrafi Bilgi Sistemleri, yapay zekâ tabanlı analiz teknikleri, insansız hava araçları ve sensör tabanlı izleme ağları, hem yangın çıkma olasılığının öngörülmesinde hem de aktif yangınların davranışının izlenmesinde kritik roller üstlenmektedir. Bununla birlikte, bu teknolojilerin kurumsal yapılara etkin biçimde entegre edilmesi; veri paylaşım standartlarının geliştirilmesini, kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesini, nitelikli insan kaynağının artırılmasını ve sürdürülebilir finansman modellerinin oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlara rağmen, yanlış alarm üretimi, veri güvenliği sorunları, altyapı kırılganlıkları ve dijital eşitsizlikler gibi sınırlılıklar sürecin dikkatle yönetilmesini gerekli kılmaktadır. Bu çalışma, bütüncül bir kavramsal analiz çerçevesi üzerinden dijital dönüşümün orman yangını yönetimine sağladığı olanakları ve ortaya çıkan yönetişimsel güçlükleri değerlendirerek, hem ekosistemlerin korunmasına hem de toplumların artan yangın riskine karşı daha dirençli hale getirilmesine yönelik politika önerileri geliştirmektedir.