Günümüzde değişen ve gelişen ekonomik sistemde geleneksel finansal karar verme stratejileri yetersiz kalmaktadır. Geleneksel finansal karar verme süreçleri ekonomik göstergelere odaklanırken çevresel ve toplumsal riskleri göz ardı etmekte ya da bu konuda yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda ESG kriterleri finansal yönetimin önemli bileşenleri haline gelmiştir. Bu kriterler çevresel (E), sosyal (S) ve yönetişim (G) olarak ifade edilmektedir. ESG kriterleri günümüzde sadece etik veya çevresel tercih değil şirketlerin sürdürülebilir muhasebe uygulamalarını; finansal tablolarına sistematik olarak entegre eden, uzun vadeli değer oluşturmayı amaçlayan, yatırımcı taleplerini karşılayan ve kurumsal sürdürülebilirliğin oluşmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Böylece ESG kriterleri sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda finansal sistemin temel yapı taşını oluşturmaktadır.

Çalışma kapsamında sürdürülebilir finansın gelişim sürecinden, şirketlerin finansal performanslarının sürdürülebilirlik odaklı stratejik kararlarından, uluslararası düzeyde kabul gören GRI (Global Reporting Initiative) ve SASB (Sustainability Accounting Standards Board) standartları ile Türkiye özelinde ise TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) ele alınmaktadır. Bu düzenlemeler ile işletmelerin ESG performansları karşılaştırılabilir, hesap verilebilir ve şeffaf biçimde raporlana bilmektedir. Özetle ulusal finansal sistemin küresel sürdürülebilirlik normlarıyla uyumu güçlendirmektedir. Ayrıca ESG kriterleri sermaye maliyeti, yatırım tercihleri, kurumsal risk yönetimi ve finansal raporlama süreçlerinde önemli bir ölçüt olmaktadır. Böylece ESG kriterleri şirketler için rekabet avantajı, uzun vadeli hedefler ve yatırımcı güveni sağlamak açısından vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir.