M.Ö. 3200’lerde yazının bulunması ile başlayan süreç haber üretimini ve bu haberlerin kontrolü konusunu da gündeme getirmiştir. Genel manada bilginin üretilmesi ve kontrolü iktidarların ellerinde bulundurmak istediği bir güç olarak tarihin her döneminde kabul görmüştür. Eski Roma ve Çin Uygarlıklarında gazete benzeri oluşumların varlığı gözlense de günümüz manasında ilk gazetelerin ortaya çıkışını M.S. 1600’lü yıllara kadar götürmek mümkün olmaktadır. Matbaanın bulunu ile başlayan süreçte öncelikle el yazması kitaplar yerine matbaalarda basılan kitaplarla beraber birkaç sayfadan oluşan ekonomi başta olmak üzere siyasal ve toplumsal konularda haber veren ilk gazeteler Avrupa’da çıkartılmaya başlanmıştır. Osmanlı’ya yaklaşık 200 yıl sonra gelen matbaa gibi ilk gazetelerde Avrupa’daki çıkış tarihlerinden yaklaşık 200 yıl sonra gelmişlerdir. İlk gazeteler genel manada yabancılar tarafından çıkartılırken bir baskı aracı olarak kullanılmaktaydı. Spor basını ise ayrı olmak yerine çok sonraları genel haberlerin içinde verilmekteydi. Osmanlı’nın son dönemi Türk devletinin ise başlangıç döneminde etkin bir şekilde kullanılan spor beraberinde spor basının da oluşmasına zemin hazırlamıştır. 1980’lere kadar desteklenen basın bu dönemde değişen ekonomik düzen ile beraber patronaj yapısında değişim yaşasa da mevcut iktidarlar çeşitli nedenlerle sporu desteklemeye devam etmişlerdir. 2000’li yıllar ise gelişen internet ve bilgi teknolojileri sayesinde spor ve sporunun yaşadığı hızlı dönüşümün etkin bir dönemini oluşturmuştur. Bu dönemde dijital platformlar ve interaktiflik gibi imkanlar izler kitle tarafından sporun ve spor basının yaşadığı dönüşümü daha net anlatmaktadır