
Eugenio Barba ve Tiyatro Antropolojisi
Şu kitabın bölümü:
Sarıca Zerenler,
D.
(ed.)
2025.
Yirminci Yüzyıl Tiyatrosundan İzdüşümler .
Özet
Eugenio Barba, 1964 yılında kurmuş olduğu Odin Tiyatrosu’nda gerçekleştirdiği oyunculuk araştırmaları ve çalışmalarıyla tiyatro tarihinin önemli eğitmen, yazar ve yönetmenlerinden biri olmuştur. 1966 yılında Odin Tiyatrosu’nu Kuzey Danimarka'nın küçük bir kasabası olan Holstebro’ya taşıyarak, “Kuzeyin Tiyatro Laboratuvarı” adıyla, deneysel çalışmalar yapan bir araştırma laboratuvarına dönüştürmüş ve burada ustası Grotowski’nin fiziksel eylemler yöntemi ile geleneksel Hint gösteri sanatlarının klasik biçimi olan Kathakali dansı tekniklerini temel alan çalışmalarda bulunmuştur. 1976’da Belgrad’ta düzenlenen Tiyatro Buluşması’nda, ticari-kurumsal tiyatro ve ona karşı oluşmuş avangart-deneysel tiyatro geleneklerinin dışında bir “Üçüncü Tiyatro” kavramını ortaya atmıştır. Bu buluşmada dünyanın çeşitli kıta ve ülkelerinden gelen farklı kültürlerdeki tiyatro toplulukları, kendi çalışma yöntemlerini ve deneyimlerini birbirlerine aktarmış ve tiyatro sanatı kültürlerarası bir iletişim ortamında kendine yer bulmuştur. Barba 1979 yılında tiyatro laboratuvarını oyuncu, yönetmen ve eğitmenlerin yer aldığı ve birtakım uluslararası etkinlikler örgütleyen Uluslararası Tiyatro Antropolojisi Okulu (ISTA)’na dönüştürmüştür. ISTA’nın örgütlediği uluslararası etkinliklerde, farklı ulus ve geleneklerden gelen sanatçıların bir alış-veriş ortamında bir araya gelmesi sağlanmıştır. Barba, tiyatro antropolojisini, örgütlü bir gösterim durumu içindeki oyuncunun fiziksel ve sosyo-kültürel varlığını kullanırken günlük yaşam dışındaki davranışlarının incelenmesi olarak tanımlamaktadır. Ayrıca Doğulu gösterim sanatlarında, oyuncuların gündelik-dışı bir biçimde kullandığı beden tekniklerini Batı’daki biçimlerle karşılaştırarak, ortak ilkeleri tespit etmeye çalışmıştır. Çeşitli kültürlere ve geleneklere sahip tüm oyuncular için temel oluşturacak bu ortak ilkeler, oyuncunun bedensel ve zihinsel hazırlık süreci olan “ifade (anlatım) öncesi” alanda mevcuttur. İfade öncesi alanın yaratımı ise “kültürden soyutlama” kavramıyla bağlantılıdır.