Bu bölüm, tüketici davranışı literatüründe önemli bir yere sahip olan algılanan değer, duygusal bağ ve sadakat kavramlarını teorik bir çerçevede ele almakta ve bu üç kavram arasındaki ilişkiyi kavramsal düzeyde incelemektedir. Yoğun rekabetin ve artan marka çeşitliliğinin hâkim olduğu günümüz piyasalarında, müşteri sadakati yalnızca fonksiyonel faydalarla değil, aynı zamanda markaya duyulan duygusal yakınlıkla şekillenmektedir. Bu bağlamda, bölüm öncelikle algılanan değer kavramını fonksiyonel, duygusal, sembolik ve sosyal boyutlarıyla tanımlamakta ve tüketicinin zihninde markalara yüklenen anlamın nasıl oluştuğunu açıklamaktadır.

İkinci olarak, marka-tüketici ilişkisi bağlamında duygusal bağın rolü ele alınmakta ve tüketicilerin bir markaya duyduğu bağın yalnızca yeniden satın alma niyetine değil, aynı zamanda marka ile kurdukları kişisel ve duygusal ilişkiye dayandığı vurgulanmaktadır. Son olarak, sadakat kavramı hem davranışsal hem de tutumsal perspektiften açıklanmakta ve algılanan değer ile duygusal bağın sadakat üzerindeki teorik etkileri tartışılmaktadır. Bu bölüm, akademik literatürde bu üç kavramın nasıl bütünleştiğini ve özellikle duygusal bağın algılanan değeri sadakate dönüştürmede bir "köprü" işlevi gördüğünü açıklamaktadır.

Bu teorik analiz, işletmelere ve marka yöneticilerine yalnızca ürün kalitesi veya fiyat gibi rasyonel faktörlerin değil, aynı zamanda tüketicinin marka ile kurduğu anlamlı, samimi ve duygusal ilişkinin de müşteri sadakatinin belirleyici unsurlarından biri olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.