Yerelden Küresele Yeşil Kamu Yönetimi: İklim Kriziyle Mücadelede Yerel Yönetimlerin Rolü ve Etkisi
Şu kitabın bölümü:
Çeliksoy,
E.
(ed.)
2025.
Çağdaş Kamu Yönetimi Araştırmaları.
Özet
İklim krizi, yalnızca ekolojik sistemleri değil; ekonomik, sosyal ve yönetsel yapıları da etkileyen çok boyutlu bir küresel sorun haline gelmiştir. Bu durum, kamu yönetimini sürdürülebilirlik merkezli yeni bir paradigma arayışına yöneltmiştir. Yeşil kamu yönetimi olarak adlandırılan bu yaklaşım, çevresel duyarlılığı yönetim süreçlerinin tümüne entegre etmeyi; karar alma, planlama ve uygulama aşamalarında çevresel, etik ve toplumsal adalet ilkelerini önceliklendirmeyi amaçlamaktadır. Kavram, köken olarak 20. yüzyılın sonundaki sürdürülebilir kalkınma tartışmalarına ve Brundtland Raporu’nun ‘ortak geleceğimiz’ anlayışına dayanır. Yeşil kamu yönetimi, çevre politikalarının yan bir alan değil, kamu yönetiminin bütününü etkileyen bir eksen olarak ele alınmasını savunur. Bu yaklaşım; enerji verimliliği, karbon nötr hedefleri, döngüsel ekonomi, çevresel adalet ve vatandaş katılımı gibi temalar etrafında şekillenir. Uygulamada ise özellikle yerel yönetimler, küresel karbon salımının büyük bölümünden sorumlu kentlerde dönüşümün başlıca aktörleri haline gelmiştir. Barselona, Amsterdam, Kopenhag ve New York gibi şehirler, yeşil altyapı, sürdürülebilir ulaşım, katılımcı çevre politikaları ve dijital veri yönetimi gibi alanlarda model oluşturmaktadır. Yeşil kamu yönetiminin başarısı, demokratik yönetişimin sağlamlığına ve sosyal adaletin ne ölçüde sağlandığına bağlıdır. Vatandaş katılımı, şeffaflık ve hesap verebilirlik, çevre politikalarının etkinliğini artıran temel ilkeler olarak öne çıkar. Döngüsel ekonomi ve karbon nötr politikalar, kaynakların etkin kullanımını sağlarken ekonomik verimliliğe de katkı sunar. Ancak uygulamada; finansman yetersizlikleri, bürokratik direnç, siyasi irade eksikliği ve toplumsal eşitsizlikler, yeşil kamu yönetiminin kurumsallaşmasını zorlaştırmaktadır. Öte yandan dijitalleşme ve yapay zekâ destekli akıllı kent teknolojileri, çevre kontrolü ve kaynak yönetiminde yenilikçi çözümler sunmaktadır. Bu teknolojik araçların etik ve toplumsal boyutlarının dikkate alınması, yeşil kamu yönetiminin demokratik meşruiyetini güçlendirir. Sonuç olarak yeşil kamu yönetimi, iklim krizine karşı kamu yönetiminin yeniden yapılanmasını temsil eden bütüncül bir paradigmadır. Başarısı; yenilikçi finansman mekanizmaları, güçlü politik liderlik, kurumsal kapasite geliştirme, çok düzeyli yönetişim ve vatandaş katılımına bağlıdır. Yerel yönetimlerin bu süreçteki inovatif uygulamaları, yeşil kamu yönetimini hem çevresel sürdürülebilirliğin hem de demokratik dönüşümün temel dayanaklarından biri haline getirmektedir.
