Kriz aniden ortaya çıkan durumların oluşturduğu belirsizlik ve baskı ortamı olarak tanımlanmaktadır. Krizler gerek kişilerin gerekse kurumların normal işleyişlerini aksatmaktadır. Kriz yönetimi ise ortaya çıkan bu belirsizlik durumlarında düzeni ve istikrarı sağlama, krizin etkisini en aza indirmek için gerekli planlama ve hazırlığı yapma, krize müdahale etme ve kriz sonrasındaki iyileştirme faaliyetlerini kapsayan bir süreç olarak ifade edilmektedir. Bu doğrultuda güç kavramı kriz yönetiminde öne çıkan unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kriz dönemlerinde liderler bu güç kaynaklarını doğru zamanda ve doğru yerde kullanarak krizin etkilerini azaltmayı ve geleceğe yönelik stratejiler oluşturmayı sağlayabilmektedirler. Liderler sahip oldukları güç kaynaklarını kullanarak ekip üyelerini yönlendirebilmektedir. Kriz yönetimi ve liderlik arasındaki ilişki güç kavramıyla şekillenmektedir. Kriz döneminde etkili bir liderlik performansı sergilemek, hem mevcut kaynakları kullanarak olumsuz etkileri azaltmayı hem de krizden dersler çıkararak örgütsel dayanıklılığı yükseltmeyi gerektirmektedir. Bu kavramların bir bütün olarak ele alınması ve uygulanması, hem liderin hem de örgütün başarısını arttıran temel unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde kriz sadece bir tehdit olarak görülmekten ziyade doğru yönetildiği zaman bir örgütün öğrenmesini ve güçlenmesini sağlayan bir durum olarak da görülmektedir.