Bu çalışma, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (Environmental, Social and Governance – ESG) performansları ile finansal performansları arasındaki ilişkiyi ele alan akademik literatürün gelişimini, yapısını ve araştırma eğilimlerini bibliyometrik analiz yöntemiyle incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, Web of Science (WoS) Core Collection veri tabanında 2010–2025 döneminde yayımlanan ve ESG ile finansal performans ilişkisini konu alan 3.808 bilimsel yayın analiz edilmiştir. Bibliyometrik analiz sürecinde yıllara göre yayın eğilimleri, yazar ve ülke bazlı katkılar, atıf ve ortak atıf yapıları, kurumlar arası etkileşimler ile anahtar kelime eş-oluşum ağları VOSviewer yazılımı aracılığıyla haritalandırılmıştır. Elde edilen bulgular, ESG ve finansal performans literatürünün özellikle 2018 sonrası dönemde hızla genişlediğini ve çok merkezli bir akademik yapı kazandığını göstermektedir. Ortak yazarlık ve atıf analizleri, literatürde yazarlar arası iş birliğinin belirli kümeler etrafında yoğunlaştığını; Khaldoon Albitar, Khaled Hussainey, John W. Goodell, Maria Giuseppina Bruna ve Stefano Pisera gibi yazarların hem yayın sayıları hem de iş birliği ağlarındaki güçlü konumlarıyla öne çıktığını ortaya koymaktadır. Anahtar kelime eş-oluşum analizleri, “ESG” (çevresel, sosyal ve yönetişim), “ESG performance” (ESG performansı), “financial performance” (finansal performans), “sustainability” (sürdürülebilirlik), “corporate governance” (kurumsal yönetişim) ve “corporate social responsibility” (kurumsal sosyal sorumluluk) kavramlarının literatürün merkezinde yer aldığını ve çalışmaların ağırlıklı olarak sürdürülebilirlik, firma değeri ve yönetişim temaları etrafında şekillendiğini göstermektedir. Kurum ve ülke bazlı bulgular ise Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve İngiltere’nin literatürde merkezi konumda bulunduğunu; Capital University of Economics and Business, Xi’an Jiaotong University, Université de Sfax ve Centre for Economic Policy Research (CEPR) gibi kurumların yüksek atıf ve bağlantı gücüyle öne çıkan akademik merkezler olduğunu ortaya koymaktadır.