Periodontal hastalıklar, diş destek dokularının enflamasyonu ile başlayan ve tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerlemesi ile birlikte ataşman, kemik ve sonuç olarak diş kaybına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra periodontal hastalıkların yalnızca ağız sağlığını etkilemekle kalmayıp, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve romatoid artrit gibi sistemik hastalıkların yanı sıra hamilelik süreci ve sonuçlarını da etkilediği açıkça gösterilmiştir. Her ne kadar periodontal hastalıkların primer etiyolojik faktörü mikrobiyal dental plak (MDP) olsa da klinik olarak gözlenen doku yıkımının büyük bir bölümü proinflamatuar konak cevabından kaynaklanmaktadır. Stres, yeni durumlarla karşılaşıldığında kişinin bedensel ve ruhsal sınırlarının zorlanması sonucu vücutta ortaya çıkan bazı mekanizmalarla kendini gösteren bir uyum sağlama reaksiyonudur. Psikolojik stresin kardiyovasküler, metabolik ve romatolojik hastalıklardaki rolü yanı sıra  otoimmün  ve neoplastik etiyolojiye sahip kronik hastalıklarda da inflamatuar cevabı provoke edici önemli bir çevresel risk etkeni  olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda psikolojik stres, periodontal hastalıkların patogenezi ve klinik sonuçları üzerinde etkilidir.