Son yıllarda yapay zekâ, robotik ve otomasyon teknolojilerindeki ilerlemelerin, lojistik sektörünü köklü bir değişime doğru yönlendirdiği görülmektedir. Otonom lojistik, taşımacılık süreçlerinde verimlilik, maliyet tasarrufu ve sürdürülebilirlik sağlamayı amaçlayan yenilikçi çözümler sunmaktadır. Sürücüsüz kamyonlar, insansız hava araçları (İHA) ve robotik depo sistemleri gibi teknolojiler, lojistik operasyonlarını daha hızlı, hatasız ve optimize edilmiş hale getirme potansiyeline sahiptir. Ancak, bu sistemlerin benimsenmesi ve yaygınlaşması teknik, düzenleyici, ekonomik ve toplumsal engellerle karşı karşıyadır. Otonom lojistik sistemlerinin başarısı, güvenilirlik, altyapı gereksinimleri, siber güvenlik tehditleri ve düzenleyici çerçeveler gibi faktörlere bağlıdır. Bu çalışma, otonom lojistiğin mevcut durumunu ve sağladığı avantajları ele alarak, karşılaştığı temel zorlukları incelemekte ve gelecekte sektör üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir. Otonom lojistik sistemlerinin lojistik sektöründe kalıcı bir dönüşüm yaratabilmesi için düzenleyici süreçlerin hızlandırılması, altyapı yatırımlarının artırılması ve iş gücünün bu dönüşüme uyum sağlaması büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, otonom lojistiğin küresel tedarik zincirleri, şehir planlaması ve lojistik iş modelleri üzerinde dönüştürücü bir etkisi olacağı öngörülmektedir.