Bu çalışma, gastronomi ve gastronomi turizmi kavramlarını çok boyutlu bir perspektiften ele alarak, bu alanların kültürel mirasın korunması, ekonomik kalkınma ve sürdürülebilir turizm hedefleriyle ilişkisini incelemektedir. Gastronomi, yalnızca yeme içme faaliyetlerinden ibaret olmayan; tarihsel, kültürel ve sosyolojik yönleriyle bireysel ve toplumsal kimliğin bir parçası olarak değerlendirilmekte, kültürel etkileşimin önemli bir aracı olarak kabul edilmektedir. Gastronomi turizmi ise, özgün lezzetleri deneyimleme amacıyla yapılan seyahatleri kapsayan, turizm çeşitliliğini artıran ve destinasyonlara ekonomik değer kazandıran alternatif bir turizm çeşididir. Çalışmada, gastro turist profili detaylı biçimde ele alınmakta; bu turistlerin kültürel ve estetik motivasyonlarla seyahat ettikleri, yerel mutfaklarla etkileşim kurma arzusuyla hareket ettikleri belirtilmektedir. Ayrıca, gastronomi festivalleri ve müzeleri gibi unsurların gastronomi turizmini destekleyen stratejik araçlar olduğu vurgulanmakta; coğrafi işaretlerin ise yöresel ürünlerin korunması, markalaşması ve tanıtımı açısından önemli rol oynadığı ifade edilmektedir. Bu bağlamda, gastronomi turizmi, bireysel tüketimden çok daha fazlasını içeren; yerel kalkınmayı destekleyen, kültürel sürekliliği sağlayan ve sürdürülebilir turizme katkı sunan kapsamlı bir alan olarak değerlendirilmektedir.