Bu çalışma, dijitalleşmenin çocukluk kavramını nasıl dönüştürdüğünü ve özellikle YouTube gibi platformlar üzerinden çocukların dijital ortamlardaki varlığının hangi yasal, etik ve sosyokültürel tartışmaları beraberinde getirdiğini incelemeyi amaçlamaktadır. Dijital medya, çocuklar için yalnızca bir eğlence aracı olmaktan çıkmış; öğrenme, sosyalleşme ve kendini ifade etme alanı haline gelmiştir. Ancak bu yeni dijital çocukluk biçimi, çocuk hakları, kişisel mahremiyet, psikososyal gelişim ve dijital emek gibi birçok açıdan önemli riskleri beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda çalışma, çocukların dijital ortamlarda karşılaştıkları riskleri azaltmak ve onları korumak amacıyla çeşitli ülkelerde uygulanmakta olan yasal düzenlemeleri karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele almaktadır. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Güney Kore gibi ülkelerin çocuklara yönelik dijital medya politikaları ve YouTube gibi platformlara yönelik yasal müdahaleleri detaylı şekilde incelenmiştir. Ayrıca, YouTube’un algoritmik yapısının, içerik önerme sistemlerinin ve reklam temelli ekonomik modelinin çocuk kullanıcılar üzerindeki etkileri tartışılmıştır. Elde edilen bulgular, çocukların dijital ortamlarda korunmasının yalnızca ulusal düzeyde değil, aynı zamanda evrensel ölçekte ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Çalışma, çocuk haklarını önceleyen, sürdürülebilir ve etik temellere dayalı dijital düzenlemelerin oluşturulmasının aciliyetini vurgulamaktadır. Bu bağlamda hem yasal hem de toplumsal düzeyde çok boyutlu stratejilere ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmıştır.