Sanat ve dil, insanlığın en eski ifade biçimleri olarak, geçmiş ile gelecek arasında kurulan en güçlü köprülerden biridir. Elinizdeki Sanat ve Dil

Araştırmaları I adlı bu eser, farklı disiplinlerin bir araya gelerek oluşturduğu bu köprüyü derinleştiren, kültürel hafızayı günümüz sanat anlayışıyla yeniden ilişkilendiren kapsamlı bir çalışmadır. Kitap; resim, heykel, geleneksel Türk sanatları, dil bilimi ve medya araştırmaları gibi geniş bir yelpazede hazırlanan bölümleriyle yalnızca akademik bir birikimi sunmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel kimliğin çok katmanlı yapısına yeni bir bakış açısı kazandırmaktadır. Kitap, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından 2025 yılının Aile Yılı olarak kabul edilmesiyle birlikte, Türk toplumunun en kutsal kurumlarından biri olan aile kurumuna ithafen hazırlanmıştır.  

Kitabın önemli temalarından biri, Türk ve Kazak kültürlerinde aile kavramının sanatla kurduğu güçlü bağdır. Göçebe Kazak kültüründe aile kimliğinin sanatsal ifadesini ele alan çalışmalar; yurt mimarisinden hayvan üslubuna, bezeme kültüründen dokuma geleneklerine kadar uzanan geniş bir sanatsal sözlüğün aslında aile yapısı, kimliği ve manevi değerlerle nasıl örüldüğünü ortaya koymaktadır.

Eserde yer alan diğer bölümler, sanatı tarihsel dönemler ve toplumsal dönüşümler bağlamında yeniden değerlendirmektedir. Endüstriyel estetiğin 19. yüzyıl Avrupa sanatına yansıması, Henry Moore’un savaş sonrası aile temalı eserleri ya da Türk resim sanatında millilik ve mitoloji kavramının gelişimi üzerine hazırlanan akademik incelemeler, okura hem tarihsel hem de kavramsal bir perspektif sunmaktadır. Geleneksel minyatürde renk kullanımını ele alan çalışmalar ise, sanatsal tekniklerin kültürel ideolojilerle kurduğu ilişkiyi çözümleyerek sanata dair daha geniş bir okuma alanı yaratmaktadır.

Kitap aynı zamanda modern çağın medya ve temsil sorunlarına da eğilerek, aile kurumunun günümüzde politik, toplumsal ve söylemsel düzeyde nasıl yeniden şekillendiğini analiz etmektedir.

Her bölüm, hem kendi alanına özgü derinlikli analizler sunmakta hem de kitabın genel bütünlüğü içinde kültürel süreklilik fikrine katkıda bulunmaktadır.

Bu çalışmanın, sanatın çok yönlü doğasını daha iyi anlamaya, kültürel mirasın akademik ve sanatsal alanda yaşatılmasına ve yeni tartışma zeminlerinin oluşmasına katkı sağlamasını diliyorum.