Anti-Aging ve Transhümanizm İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme
Şu kitabın bölümü: İnce, M. & Gürsoy, İ. (eds.) 2025. Sosyal Bilimlerde Dijital Dönüşüme Yönelik Multidisipliner ve Yenilikçi Yaklaşımlar.

Recep Bozkurt
Afyon Kocatepe Üniversitesi

Özet

Bu çalışma, modern çağın insan bedenine, yaşlanma sürecine ve ölümlülük olgusuna yönelik müdahale biçimlerini “anti-aging” ve “transhümanizm” kavramları çerçevesinde ele almaktadır. Anti-aging uygulamaları, yaşlanmayı geciktirme, bedensel işlevleri koruma, estetik görünümü iyileştirme ve insan ömrünü uzatma hedefiyle geliştirilen tıbbi, teknolojik ve kozmetik pratikleri kapsamaktadır. Bu uygulamalar; beslenme düzenlemeleri, hormon ve vitamin takviyeleri, egzersiz programları, estetik cerrahi müdahaleler, kök hücre tedavileri ve genetik düzenleme girişimlerini içine almaktadır. Anti-aging anlayışı, yaşlanmayı doğal bir biyolojik süreçten çok önlenmesi veya ertelenmesi gereken bir kusur olarak değerlendirmekte, bu yönüyle insan bedenini sürekli onarılması, düzeltilmesi ve yeniden biçimlendirilmesi gereken bir proje hâline getirmektedir. Transhümanizm ise yalnızca yaşlanmayı yavaşlatmayı değil, insanın biyolojik, bilişsel ve duygusal sınırlarını aşmayı hedefleyen bir düşünce sistemi ve kültürel harekettir. Yapay zekâ, genetik mühendisliği, nanoteknoloji, nörobilim ve sibernetik gibi alanlardaki gelişmeler, transhümanizmin insanı doğanın sınırlarından kurtarma, hatta onu “post-insan” bir varoluş biçimine dönüştürme idealine hizmet etmektedir. Bu çerçevede transhümanizm, insanı kendi biyolojik yapısını mühendislik ilkeleriyle yeniden düzenleyen bir varlık olarak konumlandırmakta, bedeni ise doğanın bir uzantısı olmaktan çıkarıp teknolojik müdahalelere açık bir sistem haline getirmektedir. Çalışmada, anti-aging ve transhümanizm yaklaşımlarının farklı düzlemlerde olsalar da ortak bir amacı paylaştıkları ileri sürülmektedir. Her ikisi de insan bedenini geliştirilebilir, dönüştürülebilir ve mükemmelleştirilebilir bir alan olarak görmekte; modern bilimin ilerlemesiyle birlikte bedeni doğanın sınırlarından kopararak teknik bir üretim nesnesine dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, Foucault’nun biyopolitika kavramı çerçevesinde değerlendirildiğinde, iktidarın bedeni disipline etme, denetleme ve yönetme biçimlerinin dijitalleşerek sürdüğünü göstermektedir. Çalışmada ayrıca anti-aging ve transhümanizmin etik, dini ve sosyolojik sonuçları tartışılmaktadır. Yaşlanmayı bir “kusur” veya “hastalık” olarak gören anlayış, hem bireyin beden algısını hem de ölüm bilincini dönüştürmektedir. İnsan doğasının sınırlarını zorlayan teknolojik müdahaleler, yaşamın değeri, doğal düzen, ahlaki sorumluluk ve ilahi irade üzerine yeni felsefi ve teolojik tartışmalar yaratmaktadır. Sonuç olarak, anti-aging ve transhümanizm, yalnızca biyolojik yaşlanmaya karşı bir direnç biçimi değil, aynı zamanda modern insanın ölümsüzlük arzusunu bilimsel, kültürel ve ideolojik formlar içinde yeniden üretme çabası olarak değerlendirilmektedir.

Kaynakça Gösterimi

Bozkurt, R. (2025). Anti-Aging ve Transhümanizm İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme . In: İnce, M. & Gürsoy, İ. (eds.), Sosyal Bilimlerde Dijital Dönüşüme Yönelik Multidisipliner ve Yenilikçi Yaklaşımlar. Özgür Yayınları. DOI: https://doi.org/10.58830/ozgur.pub1020.c4081

Lisans

Yayın Tarihi

21 December 2025

DOI

Kategoriler