Yalın kavramı başlangıçta sadece üretim süreçlerine atıfta bulunmak için kullanılırken, zamanla bu terim yönetim tarzını kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Yalın Yönetim kırılgan ekonomik modeller ve geleneksel maliyet esaslı rekabet anlayışlarında kurumların sağlığı, refahı ve rekabet gücü üzerinde önemli sonuçlar yaratarak dikkat çekmiştir. Böylece Yalın Yönetim ciddi örgütsel sorunlara işletmelerin tepki verdiği güçlü bir yaklaşım olarak kullanıldı. Yalın yönetimlerde esas hedef, mal ve hizmet sürecinde israfı azaltmak ve maksimum değere ulaşmaktır. Yaşanan çok yönlü değişimler, üst kademelere öncelik sağlayan tek taraflı, tek katmanlı, dar bakış açılarının israf yaratan, fayda ve verimlilikten uzak geçmişe dayalı tüm yapı ve yönetsel çerçevenin hızla terk edilmesini bir zorunluluk olarak karşımıza çıkardı. Bu noktada tek seferde değil sürekli olarak kendini geliştirmek isteyen işletmelere değişen paradigma çerçevesinde değer yaratma felsefesiyle kendilerini yeniden yapılandırmaları gerektiği belirtildi. Yalın Yönetim tüm kurumsal katmanlarda ve bütünsel bir yaklaşımla süreç yetkinliğini ve süreçte iyileştirmeyi esas alan yüksek değer yaratımı sağlarken, israf kültürünü reddeden tam katılımlı yapısıyla tüm modern yaklaşımların önünde yer almaya başladı. Yalın Yönetim böylece geçmiş üretim, yönetim ve rekabet anlayışlarının sağlayamadığı sürekli iyileştirme kültürüyle sürdürülebilir olma, en alttan en üst düzeye kadar her yönetsel seviyede değer yaratma felsefesiyle liderler tarafından en güçlü sahiplenilen yaklaşım oldu. Bu çalışma, sözü edilen geçişi Yalın Yönetimin tanım, köken, felsefe, kültür ve modellemesiyle açıklamayı amaçlamaktadır.