Toksik Liderlik
Şu kitabın bölümü:
Durmuş,
G.
(ed.)
2025.
Liderlik Dinamikleri Üzerine Araştırmalar IV.
Özet
Liderlik, bireylerin tutum ve davranışlarını etkileme ve yönlendirme becerisiyle takipçileri üzerinde olumlu etkiler yaratan ve genellikle bu olumlu yönüyle incelenen bir olgudur. Ancak liderliğin bu yapıcı ve olumlu tarafının yanı sıra zararlı sonuçlara yol açabilen yıkıcı bir yönü de bulunmaktadır. Literatürde, “liderliğin karanlık yüzü”, “istismarcı liderlik” ve “yıkıcı liderlik” gibi farklı kavramlarla ilişkilendirilen toksik liderlik, liderliğin bu yıkıcı yönlerinden biri olarak ele alınmaktadır. Toksik liderlik, liderin olumsuz kişilik özellikleri ve yıkıcı davranışları aracılığıyla çalışanlar ve örgütler üzerinde zararlı etkiler oluşturan bir liderlik tarzıdır.
Bu bölümde, toksik liderliğin tanımı, temel özellikleri, boyutları ve ortaya çıkmasına neden olan faktörler kavramsal bir çerçevede incelenmiştir. Ayrıca, toksik liderlik davranışlarının bireyler ve örgütler üzerindeki etkileri değerlendirilmiş, toksik liderliğin önlenmesi ve yönetilmesine yönelik stratejiler açıklanarak etkili olabilecek yaklaşımlar literatür doğrultusunda sunulmuştur. Bulgular, toksik liderlik davranışlarının psikolojik sıkıntılara yol açan olumsuz çalışma ortamları yaratarak çalışanların fiziksel sağlıklarını, iş tatminlerini, motivasyonlarını ve örgütsel bağlılıklarını olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Çalışanlar üzerindeki bu olumsuz etkiler, örgütsel düzeyde de performans düşüşü ve örgüt kültüründe bozulma gibi sonuçlara yol açmaktadır. Sonuç olarak, toksik liderliğin yalnızca bireysel düzeyde değil, örgütsel düzeyde de kalıcı hasarlara neden olduğu görülmektedir. Bu nedenle, toksik liderlik davranışlarını önlemek ve yönetmek amacıyla etkili stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Literatürde, bu amaçla geliştirilen çeşitli stratejiler önerilmekle birlikte; duygusal zekâ eğitimi, etik liderlik uygulamaları, liderlik geliştirme programları ve açık iletişim kanallarının güçlendirilmesi gibi yaklaşımların öne çıktığı görülmektedir. Örgütlerin toksik liderliği önlemeye ve yönetmeye ilişkin etkili stratejiler geliştirmesi ve uygulaması, çalışanların kendilerini güvende hissedebilecekleri, etik değerlere dayalı bir örgüt kültürünün inşası açısından; dolayısıyla çalışan refahı ve örgütsel performansın sürdürülebilirliği bakımından kritik bir öneme sahiptir.
