Dijital Göçmenlerin Pasaj Pratiklerinin Dijital Yerlilerin AVM Pratiklerine Aidiyet Ekseninde Dönüşümü: Gaziantep Büyük Pasaj Örneği
Şu kitabın bölümü:
Yağbasan,
M.
(ed.)
2025.
Dijital Kamusal Alanda Anlam Mücadeleleri: Mit, Mekân ve Medya.
Özet
Bu çalışma Gaziantep kentinde yaşayan kendisini Gaziantep yerlisi olarak tanımlayan farklı kuşakların gündelik yaşamdaki mekânsal deneyimlerini ve bu deneyimlerin dijital değişim, dönüşüm süreciyle nasıl yeniden şekillendiğini ele almaktadır. Araştırmanın çıkış noktası, söz konusu kentin sosyo-kültürel hafızasında oldukça önemli bir yerde olan pasajların, özellikle X ve Y kuşakları için özel bir “sosyalleşme” ve “aidiyet” mekanları olarak anlamlandırılmasıdır. Buna karşın pasajların Z kuşağı ile sınırlı ilişkisi bulunmakta, mekanların bu kuşaklarda önemli bir karşılığı olmamakta; onların gündelik hayatında alışveriş merkezlerinde vakit geçirmek ya da dijital ortamlarda alışveriş pratiklerini gerçekleştirmek ön plana çıkmaktadır. Pasajlar modern zamanlar için “biricik” ve “şahsına münhasır” bir atmosfer oluştururken günümüz alışveriş merkezleri daha tek tipleşmiş, aynı markaların ve benzer ürünlerin teşhir edildiği mekânlar olarak görünür olmaktadır.
Çalışma Pierre Bourdieu’nun “kalıcı yatkınlıklar sistemi” olarak tanımladığı habitus kavramına yaslanarak araştırma yapılan toplumsal aktörlerin gündelik yaşamdaki mekân aidiyetine dönük algılarındaki değişim ve dönüşüme odaklanmaktadır. Etnografik yöntemle edilen veriler bu bağlamda bir değerlendirmeyle ele alınmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi benimsenerek, her kuşaktan (X,Y,Z) kadın ve erkek katılımcılarla etnografik sahada derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sonucu elde edilen nitel veriler belirli temalar belirlenerek sınıflandırılmıştır. Kuşakların mekâna, sosyalleşmeye ve tüketim pratiklerine ilişkin anlatıları incelenmiştir. Bulgular, X ve Y kuşaklarının pasajları önemli “cazibe merkezleri” ve “kollektif bellek mekanları” şeklinde tanımladıklarını; Z kuşağının ise dijital kültürle iç içe büyümesinden ötürü bu tür fiziki mekanlara karşı duygusal aidiyet ve kültürel bir bağlılık hissetmediğini göstermektedir.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar, dijitalleşmenin sadece kuşakların iletişim biçimlerini değil, aynı zamanda kentin kültürel yapısını, gündelik hayatını, sosyalleşme pratiklerini ve mekânsal aidiyetlerini dönüştürdüğünü göstermesi bakımından önemlidir. Bu bağlamda çalışma kuşaklar arasındaki kültürel değişimi, boş zaman eğlencelerinin farklılaşmasını, mekânın dönüşümü üzerinden tartışarak dijitalleşmenin kentin belleği üzerindeki etkilerine ışık tutmaktadır.
