Günden güne değişen ve zorlayıcı hale gelen rekabet ortamında işletmeler, örgütsel büyümeyi değil esasen stratejik küçülmeyi örgütsel başarı için önemli bir araç olarak değerlendirerek tercih etmektedirler. Örgütsel küçülme, verimlilik artışı, maliyetleri azaltma ve çevik yönetim sistemleri geliştirme amacıyla tercih edilen bir strateji haline gelmiştir. Bu süreçte temel (öz) yeteneklere odaklanma, işletmelerin sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamasında önemli bir rol oynamaktadır. Temel yetenekler; işletmelerin benzersiz bilgi birikimi, teknolojik üstünlüğü ve insan kaynakları kapasitesi gibi özelliklerinden ortaya çıkarak farklılaşmasını sağlar. Buna paralel olarak, stratejik ortaklıklar ve ortak girişimler, işletmelerin kaynak paylaşımında yardımcı olarak yeni pazarlara girişini kolaylaştırmakta, yenilikçilik ve esneklik düzeyini artırmaktadır. Ayrıca, işletmeler dış kaynaklardan yararlanma stratejisi geliştirerek uzmanlık gerektiren alanlara yönelerek daha etkin çözümler üretmekte ve kendi kaynaklarını daha verimli yönetebilmektedir. Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte, şebeke organizasyonlar ve sanal organizasyon yapıları, esnek, ölçeklenebilir ve düşük maliyetli iş yapıları sunarak işletmelere birçok avantaj sağlamaktadır. Sonuç itibariyle yaşanan örgütsel bu dönüşümler, modern örgütlerin çevresel değişkenlere hızla uyum sağlamasını desteklemektedir.