Malzeme bilimi, geçtiğimiz yüzyılda kat ettiği yolla insanlık tarihinin teknolojik gelişimine yön veren en önemli dinamiklerden biri olmuştur. Özellikle polimer bilimi, geleneksel "plastik" algısından sıyrılarak nanoteknoloji, biyoteknoloji ve enerji mühendisliği ile iç içe geçmiş; malzemeyi sadece boşluk dolduran bir yapı olmaktan çıkarıp, çevresine yanıt veren, enerji depolayan ve koruma sağlayan "akıllı ve fonksiyonel" sistemlere dönüştürmüştür. Elinizdeki "Çok Fonksiyonlu Polimerik Sistemler" başlıklı bu eser, işte bu büyük dönüşümün ve disiplinler arası etkileşimin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Küresel ölçekte yaşanan enerji krizi, çevre kirliliği ve sağlık teknolojilerindeki yeni arayışlar, bilim insanlarını çok daha verimli, sürdürülebilir ve yüksek performanslı malzemeler tasarlamaya zorlamaktadır. Bu kitap, bahsi geçen küresel sorunlara polimerik malzeme perspektifinden inovatif çözümler sunmak amacıyla, alanında uzman araştırmacıların katkılarıyla titizlikle hazırlanmıştır. Eser, polimerlerin biyolojik kökenli uygulamalarından başlayarak, hibrit enerji sistemlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeyi bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır.

Kitabın ilk bölümleri, sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen biyopolimerlere odaklanmaktadır. Özellikle biyopolimerlerin radyasyon zırhlamadaki potansiyelinin irdelendiği bölümler, nükleer teknoloji ve medikal alanda çevre dostu koruma kalkanlarına duyulan ihtiyaca stratejik bir cevap niteliğindedir. Bununla birlikte, biyopolimer tabanlı fonksiyonel malzemelerin yapısal tasarımı ve gelecek projeksiyonları, yeşil kimya prensiplerinin ileri teknolojiyle nasıl harmanlandığını gözler önüne sermektedir.

Teknolojinin dijitalleşmesi ve "Nesnelerin İnterneti" kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte, algılama teknolojileri hayati bir önem kazanmıştır. Eserimizde yer alan yeni nesil sensörler için iletken polimerler bölümü, malzemenin elektriksel iletkenlik yeteneğinin biyomedikalden çevresel izlemeye kadar nasıl hassas birer "duyu organına" dönüştüğünü anlatmaktadır. Benzer bir yenilikçi yaklaşımla ele alınan iyonik sıvı esaslı polimer kompozitler, çözücü ve malzeme etkileşiminin sınırlarını zorlayarak literatüre yeni bir soluk getirmektedir.

Kitabın en çarpıcı ve güncel odak noktalarından biri ise şüphesiz "Enerji"dir. Enerjinin verimli kullanılması ve depolanması, çağımızın en büyük mühendislik problemlerinden biridir. Bu bağlamda, Polimer/Faz Değişim Malzemesi (FDM) hibrit sistemleri üzerine kurgulanan bölüm, termal enerji depolamada yenilikçi yaklaşımları inceleyerek ısı yönetimi konusunda ufuk açıcı bilgiler sunmaktadır. Eserin finalini yapan Polimer–MOF (Metal-Organik İskeletler) yapıları ise, yüksek yüzey alanları ve ayarlanabilir gözenek yapılarıyla enerji uygulamalarında (hidrojen depolama, batarya teknolojileri vb.) polimer biliminin ulaştığı son noktayı temsil etmektedir.

Teori ile pratik uygulama arasındaki boşluğu doldurmayı hedefleyen bu çalışma; lisansüstü öğrencilerden tecrübeli akademisyenlere, Ar-Ge mühendislerinden sektör profesyonellerine kadar geniş bir kitleye hitap etmektedir. "Çok Fonksiyonlu Polimerik Sistemler" kitabının, ülkemizdeki malzeme bilimi literatürüne katkı sağlamasını, genç araştırmacılara ilham vermesini ve yeni bilimsel iş birliklerine zemin hazırlamasını temenni ediyorum.

Bilime ve geleceğe değer katan tüm okuyucularımıza saygılarımla...