Dijitalleşmenin farklı sektörlerde oluşturduğu kapsamlı ve çok boyutlu dönüşüm turizm sektöründeki etkisini giderek daha belirgin şekilde hissettirmekte ve sektörün işleyiş dinamiklerini yeniden şekillendirmektedir. Bu bağlamda turizm sektörü, ekonomik kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye çalışırken çevresel değerlerin korunması, kültürel mirasın yaşatılması ve giderek önem kazanan sürdürülebilirlik ilkeleri arasında hassas bir denge kurmak durumundadır. Ancak teknolojik gelişmelerin ulaştığı aşama göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir dinamik sürecin yalnızca geleneksel planlama anlayışıyla etkin biçimde yönetilemeyeceği açıktır. Bu noktada en dikkat çekici yeniliklerin başında dijital ikiz teknolojisi gelmektedir. Fiziksel varlıkların, ortamların veya sistemlerin dinamik bir sanal kopyasının oluşturulması anlamını taşıyan dijital ikizler; sensörlerin, IoT cihazlarının ve görüntüleme teknolojilerinin kullanılmasıyla gerçek dünyadan alınan verilerin sanal modele işlenmesine ve sanal modelden elde edilen bilgiler doğrultusunda dinamik karar alma süreçlerinin yönetilmesine imkân tanır.

Kavramsal perspektif doğrultusunda gerçekleştirilen bu çalışmada dijital ikizler, sürdürülebilir turizm yönetiminde kritik ve stratejik bir dönüşüm aracı olarak değerlendirilmektedir. Turizm destinasyonlarındaki doğal ve kültürel kaynaklardan ziyaretçi hareketliliğine, enerji tüketiminden trafik akışına, altyapı sistemlerinden atık yönetimine kadar birçok alan, dijital ikizler sayesinde sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda optimize edilebilmektedir. Dijital ikiz teknolojisi, kaynakların etkin kullanımını artırmanın, çevresel etkileri en aza indirgemenin ve ziyaretçi deneyimlerini iyileştirmenin yanı sıra, doğal afetler, savaşlar ve salgın hastalıklar gibi kitlesel krizlerin senaryolarını simüle ederek işletmelerin etkili stratejiler geliştirmesini mümkün kılmakta ve bu yönleriyle sürdürülebilir turizm hedeflerinin gerçekleştirilmesinde ve geliştirilmesinde etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.