
Tarihin Değişmez Aktörü: Devletin Kısa Tarihi ve Ulus Devletler
Şu kitabın bölümü:
Akıncı,
A.
(ed.)
2025.
Siyaset Biliminde Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler.
Özet
Sosyal antropoloji, neredeyse bütün toplumlarda dinin ve devletin izlerini bulmaktadır. Her ikisinin de ortak özelliği toplu yaşamanın getirdiği düzen ve istikrarı sağlayıcı olmalarıdır. Din, insanın inanma ihtiyacının yanında, ahlakî sınırlar koyma ve insanın ontolojik anlam arayışına cevap verme rollerine sahip bir sosyal kurumdur. Devletin nasıl ve neden doğduğu konusunda değişik görüşler mevcuttur. Genellikle tarım toplumu ile yerleşik hayata geçildikten sonra mülkiyet kavramının ortaya çıkması sonucunda güvenlik, asayiş ve savunma ihtiyaçları ile devletin doğduğu kabul görmektedir. Ancak, göçebe toplumlarda devlet yapısının olduğu bir gerçektir. Tarih boyunca zamana, mekâna ve şartlara bağlı olarak değişik şekillerde devletin varlığını görmekteyiz: Site devletleri, bozkır devletleri, imparatorluklar, modern ulus devletler ve post-modern ulus devletçikler gibi değişik şekillerde kesintisiz devlet karşımıza çıkmaktadır. Bir devlet şekli olan modern ulus devletler son üçyüzyılda önce Avrupa sonra da bütün dünyaya yayılmıştır. Ulus devletlerin ortya çıkışı Batı’daki sosyal ve ekonomik gelişmelerinin sonucudur. Modern ulus devletlerin “bütünleşmeci” bir anlayışla parçalı sosyal yapıları homojenleştirici özelliği günümüzde post-modern anlayışın çok kültürcü politikaları ile modern ulus devletleri “küçük ulus devletçiklere” dönüştürme eğilimdedir. Tarih ve sosyal antropoloji devletin hep var olduğunu, her dönem farklı şekillerde inşa edildiğini ve gelecekte de var olmaya devam edeceğini göstermektedir. Gelecekte devletin ortadan kalkması yerine teknoloji ile daha da güçleneceği, çok kültürcü anlayış devam ederse “ulus devletçiklere” dönüşebileceği öngörülmektedir.