Edebiyat, toplumsal tahayyülleri biçimlendiren, bireylerin ve toplumların geleceğe dair bakışını yönlendiren en güçlü entelektüel üretim alanlarından biridir. Bu bağlamda, edebiyat disiplininin kapsamı içerisinde yer alan ütopya ve distopya türleri, yalnızca estetik birer anlatı formu değil, aynı zamanda tarihsel süreçte meydana gelen sosyal, siyasal ve kültürel dönüşümlerin çözümlenmesinde işlevsel bir epistemolojik araç olarak değerlendirilmektedir. Ütopyalar, idealize edilmiş bir toplumsal düzenin tasavvurunu ortaya koyarken; distopyalar, mevcut ya da muhtemel düzenlerin içerdiği risk ve tehditleri görünür kılmak suretiyle eleştirel bir perspektif sunmaktadır.

Alanında uzman akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanan “Edebiyat Çalışmalarında Ütopya ve Distopya” başlıklı bu eser, söz konusu türleri edebi metinler üzerinden tartışmaya açarak, onların tarihsel bağlamlarda geçirdiği dönüşümleri ve çağdaş toplumlar üzerindeki yansımalarını analitik bir çerçevede irdelemektedir. Kitapta yer alan bölümler, ütopya ve distopyanın farklı edebi örneklerdeki tezahürlerini, tarihsel süreklilik ve kopuş noktalarıyla birlikte ele alırken, bu türlerin güncel entelektüel tartışmalardaki konumunu da disiplinlerarası bir bakış açısıyla değerlendirmektedir.

Çalışmaya katkı sağlayan akademisyenler, farklı dillerde kaleme alınmış edebi metinleri çözümleyerek, ütopya ve distopya kavramlarının ne denli çeşitli kuramsal perspektiflerden ele alınabileceğini göstermekte ve bu çeşitlilik aracılığıyla literatüre özgün bir katkı sunmaktadırlar. Dolayısıyla bu kitap, farklı dil ve edebiyatların üretimleri üzerinden yürütülen karşılaştırmalı incelemeler sayesinde, ütopya ve distopya türlerine ilişkin kuramsal ve eleştirel tartışmaların derinleşmesine aracılık etmeyi, böylelikle alanyazına kalıcı bir katkı sağlamayı hedeflemektedir.