Felsefe tarihi, düşüncenin kendi üzerine düşünmesiyle sürekli olarak yenilenen bir sorgulama alanıdır. Ancak çağdaş dönemde bu sorgulamanın boyutları yalnızca ontolojik veya epistemolojik düzeylerle sınırlı kalmamış; etik, siyaset, dil, kültür, teknoloji, hukuk, yapay zekâ ve sanat gibi geniş bir yelpazede insan varoluşunun tüm katmanlarına yayılmıştır. Bu kitap, 21. yüzyıl felsefesinin temel yönelimlerini ve güncel tartışmalarını disiplinlerarası bir bakış açısıyla ele almayı amaçlamaktadır.

“Çağdaş Felsefi Tartışmalar ve Yönelimler I”, hem klasik felsefi meselelerin modern dünyadaki dönüşümünü hem de yeni felsefi alanların doğuşunu analiz eden bir kolektif düşünme çabasının ürünüdür. Bu kapsamda, kitapta yer alan her bir bölüm, farklı bir çağdaş meseleyi, kendine özgü kavramsal araçlar ve yöntemsel yaklaşımlar aracılığıyla yeniden düşünmeyi hedeflemektedir.

Örneğin, “Reappraising Foucault's Analysis of Authorship in the 21st Century: AI Authorship” başlıklı bölüm, yapay zekâ çağında “yazar” kavramının geçirdiği dönüşümü Foucault’nun söylem ve özne analizleriyle ilişkilendirerek tartışır. Böylece felsefi düşüncenin teknolojiyle karşılaşmasında ortaya çıkan yeni etik, estetik ve bilişsel sorulara eleştirel bir yanıt sunar.

Benzer biçimde, “Hegel ve Marx’ta Diyalektik: Yöntemin İdealist ve Materyalist Yorumları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz” adlı çalışma, diyalektik düşüncenin iki kurucu figürünün yöntemsel ayrımlarını tarihsel materyalizm ve idealizm bağlamında yeniden değerlendirir.

“Mantıksal Tekçilik ve ‘Doğru’ Mantık” bölümü ise çağdaş mantık felsefesinde tekçilik ve çoğulculuk tartışmalarını derinleştirirken, “doğru” mantığın olanağına dair eleştirel bir çözümleme sunar.

“Hermeneutics Contrasts: Theory of Understanding in Different Views” başlıklı çalışma, yorumlama teorisinin temel kavramlarını kültür, dil ve metin etrafında yeniden düşünürken; “Sosyal Teorisyenlerin İktidar Problemine Bakışları” bölümü, iktidar kavramının toplumsal teorilerdeki çok yönlü işlevine dair karşılaştırmalı bir okuma geliştirir.

Son olarak, “Hukuk Sistemine Epistemolojik Bir Bakış” adlı çalışma, hukuk bilgisinin doğası ve geçerliliği üzerine felsefi bir tartışma başlatarak, hukuk epistemolojisinin geliştirilmesi yönünde çağdaş bir öneri sunar.

Bu kitap, yalnızca çağdaş felsefi konulara dair bir derleme değil, aynı zamanda farklı düşünürlerin, geleneklerin ve disiplinlerin birbirine temas ettiği bir düşünsel kesişim alanı olarak tasarlanmıştır. Burada ele alınan her çalışma, hem kendi özel sorunsalını hem de çağımızın daha geniş düşünsel atmosferini anlamaya katkı sunmayı hedefler.

Sonuç olarak, Çağdaş Felsefi Tartışmalar ve Yönelimler I, günümüzün hızla değişen entelektüel ortamında felsefenin hâlâ nasıl bir rehberlik işlevi görebileceğini, düşünmenin dönüşen biçimleriyle birlikte sorgulamakta; okuru yalnızca bilgiye değil, aynı zamanda derin bir eleştirel farkındalığa davet etmektedir.