Müzik, tarih boyunca yalnızca estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bireysel kimliğin, toplumsal belleğin, teknik yaratıcılığın ve kültürel dönüşümün taşıyıcısı olmuştur. Bu kitapta bir araya gelen çalışmalar, müzik araştırmalarının giderek daha fazla çok katmanlı, disiplinlerarası ve eleştirel bir çerçeveye doğru evrildiğini ortaya koymaktadır. Geleneksel Türk müziği formlarının tarihsel analizinden bireysel benlik yapılanmasına, feminist müzikoloji perspektiflerinden yapay zekâ teknolojilerinin müziksel ifadedeki rolüne kadar uzanan bu geniş tematik yelpaze, müzik bilgisinin farklı yönlerine dair özgün katkılar sunmaktadır.

Araştırmalar, müzik alanındaki güncel sorunsalların yalnızca tarihsel veya teknik değil; aynı zamanda toplumsal, kültürel ve felsefi bağlamlar içinde düşünülmesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle bireyin sesle kurduğu ilişkiden çalgı tekniklerindeki dönüşümlere, kültürel yayınlar üzerinden yürütülen arşivsel okumalardan makamsal ifadenin çağdaş araçlarla yeniden yorumlanmasına kadar uzanan bu katkılar, müzik araştırmalarının durağan değil, yaşayan ve dönüşen bir alan olduğunu hatırlatmaktadır.

Kitapta yer alan her çalışma, farklı metodolojik yaklaşımlar ve teorik açılımlar yoluyla müziğe dair düşünme biçimimizi zenginleştirirken, aynı zamanda gelecekte yapılacak araştırmalara da ilham olabilecek tartışmalar ortaya koymaktadır. Bu yönüyle bu derleme, hem akademik çevrelerde hem de uygulayıcı alanlarda, müzik araştırmalarının yönünü tayin etmeye aday bir kaynak niteliğindedir.

Müziğin geçmişine kök salarken geleceğe doğru yeni yollar arayan araştırmacı bakışlara katkı sunması dileğiyle…