Yönetim ve Organizasyon Alanında Yapay Zekâ Araştırmaları
İndir
Özet
Karar Destek Sisteminden Karar Verme Sistemine Doğru…
İnsanlığın tarihsel serüveninin önemli kırılma noktalarında genellikle karşımıza çıkan unsur olan teknoloji, hammaddenin işlenmesinden kullanılan silahlara, toplumlara sağladığı faydalar ve üstünlükler ile devirleri bitiren veya yeni çağların önünü açan bir etmendir. Teknolojinin gelişim hızı ve yaygın bir şekilde kullanımı yavaş bir süreçte ilerlerken, özellikle dünya savaşlarının olduğu dönemlerde bir sıçrama yaşandığı aşikârdır. Takip eden dönemden günümüze kadar ise bu gelişim ve yaygınlaşma rolünü işletmeler üstlenmiştir.
Teknolojinin işletmeler üzerindeki etkisi her dönemde önemli olmuştur. Ancak içinde bulunduğumuz çağda bu etki, küresel boyutta kritik bir yere sahip olan yapay zekâ sayesinde hem niceliksel hem de niteliksel bir dönüşüme sebep olmaktadır. Günlük kullanımda dilimizin hızla alıştığı yapay zekâ kavramı, esasen yönetim ve organizasyon alanyazınına yeni girmiş bir terim değildir. Uzman sistemlerden bulanık mantığa, veri madenciliğinden makine öğrenmesine kadar pek çok yaklaşım uzun yıllar boyunca bu başlık altında ele alınmıştır. Yapay zekâ, alanyazında uzun süredir kullanılan yerleşik bir kavram olmasına rağmen, aslında gündelik dilde sıklıkla bahsedilen üretken yapay zekâdır. Bu kavramlar ise son birkaç yılda iş ve işletmecilik dünyasını temelden etkileyen, geliştiren ve dönüştüren kritik unsurlardır.
Bu kitap, tam da bu dünyaların merkezinde duran bir soruya odaklanmaktadır: Yapay zekâ yönetimi ve örgütleri nasıl dönüştürmektedir? Bununla birlikte bu dönüşümün karar verme süreçlerinde insan merkezli bir destek mekanizmasından, giderek insan-yapay zekâ ortaklığıyla işleyen bir karar verme sistemine mi dönüştüğü sorusuna cevap aramaktadır.
Bugün artık yapay zekâ yalnızca veriyi işleyen bir araç değil, davranışları anlamaya, kararları öngörmeye, süreçleri optimize etmeye ve kimi zaman doğrudan karar vermeye aday bir örgütsel aktördür. Bu durum, örgüt içindeki rol dağılımını, liderlik uygulamalarını, çalışan deneyimini ve insan kaynakları yönetiminin işleyişini köklü biçimde yeniden tanımlamaktadır. Dolayısıyla, üretken yapay zekânın yaygınlaşması yalnızca teknolojik bir gelişme değil, aynı zamanda örgütlerin stratejik, davranışsal ve yönetsel boyutlarına dokunan kapsamlı bir dönüşümdür.
Bu bağlamda kitabın her bölümü, yapay zekânın örgütlerdeki çok katmanlı etkisini sistematik bir bakış açısıyla ele almaktadır: Birinci bölüm, çalışan–yapay zeka etkileşimini örgütsel davranış açısından inceleyerek, çalışanların tutumlarından psikolojik uyuma, algılanan tehdit ve fırsatlardan performans dinamiklerine kadar geniş bir yelpazeyi ele almaktadır. İkinci bölüm, yapay zekâ ile liderlik kavramları arasındaki ilişkiyi tartışmakta; yapay zeka ve liderlik literatürünün eğilimlerini inceleyerek mevcut durumu ortaya koymakta ve gelecek çalışmalar için öneriler sunmaktadır. Üçüncü bölüm ise insan kaynakları yönetiminde yapay zekânın rolünü odak noktasına alarak, akademik araştırmalarda hangi İKY fonksiyon ve uygulamalarının belirgin bir şekilde ön plana çıktığını araştırmaktadır. Bu üç bölüm birlikte ele alındığında, örgütlerin yapay zekâ ile birlikte büyük bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Yönetim ve organizasyon alanında bu dönüşümü anlamak, yalnızca teknolojiyi tanımakla değil; insan, süreç ve liderlik arasındaki hassas dengeyi yeniden kurmakla mümkün olacaktır.
Bu eser, yapay zekâyı izole bir teknoloji olarak değil, insan-yapay zekâ işbirliğini canlandıracak temel bir unsur olarak görenler için bir yol haritası niteliğindedir. Hem akademisyenlere hem uygulayıcılara hem de yapay zekâ ile çalışan örgüt profesyonellerine, kavramsal çerçevesi sağlam ve güncel bir bakış açısı sunulurken; yöneticiler ve çalışanlar, değişimin pasif izleyicileri olmaktan çıkıp, dönüşümün aktif aktörleri haline gelebileceklerdir.
